18 Ağustos 2025 Pazartesi

Dolmabahçe Yağmursuyu Tüneli Töreni-Yılmaz Parlar

  

İstanbul’un Dirençli Geleceği İçin Büyük Adım

İstanbul’un yıllardır kronik hale gelen sel ve taşkın sorunlarının çözümü için hayata geçirilen her altyapı yatırımı, aslında şehrin görünmeyen kahramanlığıdır.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-7.jpg

İklim krizi artık hayatımızın merkezinde ve bizleri her mevsim beklenmedik yağışlarla sınarken, Dolmabahçe Yağmursuyu Tüneli gibi projeler, yalnızca teknik bir mühendislik hamlesi değil, kent yaşamını güvence altına alan birer sigorta niteliğindedir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-2.jpg

Bugün atılan bu adım, İstanbul’un geleceğine yapılan stratejik bir yatırımdır.

Şişli-Beşiktaş İlçeleri Ihlamurdere Havzası Dolmabahçe Yağmursuyu Tüneli Kazı Başlatma Töreni İBB Başkanvekili Nuri Aslan’ın katılımıyla 18 ağustos 2025 Pazartesi günü gerçekleşti.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-1.jpg

Tarih ve Maneviyatın Gölgesinde

Törenin açılışını yapan İBB sunucusu Tuğrul Tuna, Dolmabahçe Sarayı’nın ve Beşiktaş’ın tarihsel önemine vurgu yaptı. Tuna, Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak, İstanbul’un manevi mirasının yanında modern altyapı yatırımlarının önemine değindi. İSKİ’nin sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en büyük altyapı kuruluşlarından biri olduğuna dikkat çekti.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-3-1024x669.jpg

İSKİ Genel Müdür Vekili Vahit Doğan, “Taşkınların Önüne Geçiyoruz”

Doğan konuşmasında, İstanbul’un artan nüfusu ve iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte altyapının yükünün arttığını belirtti.

Projenin teknik boyutu

3.200  mm Çapında,1.720 metre uzunluğunda, 380 metre dere ıslahı, 18 metre derinliğinde şaftlar Maliyet: 60 milyon TL
Doğan, bu tünelin ıhlamurdere çevresindeki taşkın sorununu kökten çözeceğini, yağmur sularını doğrudan Boğaz’a ileteceğini açıkladı. İstanbul genelinde yürütülen altyapı yatırımlarının toplam maliyetlerini paylaşarak, Şişli ve Beşiktaş’a yapılan milyarlarca liralık yatırımların altını çizdi.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-4-1024x776.jpg

Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Ömer Vasim Şişman,

 “Altyapı Görünmeyen Ama En Hayati Katmandır”

Şişman, projenin yalnızca bir mühendislik çalışması olmadığını, iklim krizine karşı sürdürülebilir kent yaşamı için büyük önem taşıdığını söyledi.

Beşiktaş’ın eğimli yapısı ve dar sokakları nedeniyle taşkın riskinin yüksek olduğunu hatırlattı.

“Üst yapıda estetik şehir kursak da altyapımız güçsüzse en küçük yağışta sistem çöker” diyerek altyapı yatırımlarının stratejik önemini vurguladı.
Seçilmiş belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Rıza Akpolat’a selam göndererek, projelerin ardındaki vizyonun onlara ait olduğunu belirtti.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-5.jpg

İBB Başkanvekili Nuri Aslan, “Altyapı Seferberliği Ekrem Başkan’ın Vizyonudur”

Aslan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İSKİ Genel Müdürü Şafak Paşa’nın hukuksuz biçimde görevlerinden uzak bırakıldığını vurguladı. “Bu projelerin gerçek mimarları onlar” diyerek, onların emeğini selamladı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-10.jpg

Altyapının yıllarca ihmal edildiğini, özellikle Şişli ve Beşiktaş gibi köklü ilçelerin yatırım eksikliği nedeniyle yıllarca mağdur edildiğini dile getirdi.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-9.jpg

İSKİ’nin İstanbul genelinde yürüttüğü altyapı seferberliğiyle sel felaketlerinin önüne geçildiğini örneklerle anlattı.

“Şehrin gerçek gücü görünmeyen ama hayat kurtaran altyapısındadır” diyerek, İstanbul’un geleceğini güvence altına almak için projeleri kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Dolmabahce-Yagmursuyu-Tuneli-11.jpg

Bu tören yalnızca bir kazı çalışmasının başlangıcı değil; İstanbul’un iklim krizine karşı dirençli bir kent olma yolunda attığı güçlü bir adımdır. Bugün atılan kazma, aslında çocuklarımızın daha güvenli bir şehirde yaşaması için vuruldu. İstanbul’un geleceği, sadece köprülerde, meydanlarda değil; toprağın altında döşenen güçlü altyapılarda şekilleniyor.

yilmazparlar@yahoo.com

7 Ağustos 2025 Perşembe

Ümit Özdağ’dan "Öcalan Komisyonu"na Sorular-Yılmaz Parlar

  

 “Milli Devlet Tasfiye mi Ediliyor?”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden  6 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı paylaşımda, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde oluşturulan ve kamuoyunda "Öcalan Komisyonu" olarak anılan yapıya yönelik çok sert eleştiriler yöneltti.

Özdağ, açıklamasında, komisyonun faaliyetlerinin “PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ı siyasi muhatap haline getirme süreci” olduğunu belirterek, hem komisyon üyelerine hem de süreci yürüten siyasi iradeye yönelik 13 maddelik çarpıcı sorular yöneltti.

13 Maddelik Soru Listesi Yayınladı

Zafer Partisi lideri, TBMM'de kurulan komisyonu hedef aldı: “PKK’ya siyasi meşruiyet kazandırılıyor, milli devlet tasfiye ediliyor!”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) oluşturulan ve kamuoyunda “Öcalan Komisyonu” olarak anılan yapı hakkında sosyal medya hesabından çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Özdağ, komisyonun Abdullah Öcalan'ı siyasi muhatap haline getirdiğini ileri sürerek, “Türkiye üniter yapısından koparılıyor” uyarısında bulundu.

Özdağ’dan 13 Maddelik Soru

"Türk Milletine Açıklayın"

Özdağ, Twitter (X) üzerinden yaptığı paylaşımda, TBMM’de kurulan komisyonun PKK ile barış sürecini yeniden meşrulaştırmak amacıyla oluşturulduğunu öne sürdü.

Bu bağlamda komisyon üyelerine ve süreci yürüten yetkililere yönelik dikkat çeken 13 soru yöneltti. İşte o başlıklar:

Anayasa’nın 66. ve 42. Maddeleri Değişecek mi?

Özdağ, vatandaşlık tanımı olan “Türk’tür” ifadesinin anayasadan çıkarılacağı iddialarına karşı net bir duruş sergileyerek, “Kürtçe ikinci ana dil olacak mı? Eğitim sistemi nasıl değişecek?” sorularını gündeme taşıdı.

Etnik ve Mezhepsel Kota mı Geliyor?

Cumhurbaşkanı yardımcıları arasında “Kürt” ve “Alevi” kimliklerinin temsili için yapılacak olası düzenlemelere dikkat çeken Özdağ, bunun anayasal eşitlik ilkesini zedeleyip zedelemeyeceğini sorguladı.

 “ABD'nin Osmanlı Modeli Önerisi Tesadüf mü?”

ABD büyükelçisinin Türkiye’ye Osmanlı benzeri bir model önerdiğini hatırlatan Özdağ, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu süreçteki rolünün “tesadüf mü, değil mi?” sorusunu ortaya attı.

Lozan ve Üniter Yapı Tartışması

PKK’nın Avrupa’da Lozan Antlaşması’nı hedef alan toplantılarına değinen Özdağ, Öcalan’ın federasyon ve özerklik söylemlerine işaret ederek, üniter milli devletin tasfiye edilip edilmediği sorusunu kamuoyunun gündemine taşıdı.

 “Kürt, Arap, Türk” Tanımı Anayasaya mı Giriyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk, Kürt, Arap 86 milyonun kardeşliğinden” bahsettiği açıklamayı da gündeme alan Özdağ, etnik grupların anayasada resmen tanınması halinde ileride ayrılma taleplerinin meşruiyet kazanabileceğini savundu.

“Komisyon Neden Kapalı Kapılar Ardında?”

Ümit Özdağ, komisyonun şeffaf bir şekilde çalışmadığını belirterek, “Eğer Türk milletinden gizleyecek bir şey yoksa neden bu komisyon kapalı kapılar ardında çalışıyor?” sorusunu yöneltti.

Özdağ, “Bu Bir Teslimiyet Sürecidir”

Açıklamasında süreci “teslimiyet” olarak tanımlayan Özdağ, komisyonun PKK ve Öcalan’a siyasi meşruiyet kazandırma işlevi gördüğünü ileri sürdü.

Arka Plan

“Yeni Bir Çözüm Süreci Mi?”

Ankara kulislerinde bir süredir yeni bir “çözüm süreci” tartışması gündemde. TBMM’deki komisyonun, Kürt meselesinde yeni bir anayasal düzenleme arayışının parçası olup olmadığı merak konusu.

Zafer Partisi Ne İstiyor?

Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve milli yapısının korunmasında ısrarcı olduğunu sıkça vurguluyor.

Özdağ, açıklamasında "Türk milletinin çıkarları için her türlü mücadeleyi vermeye hazırız" mesajı da verdi.

Siyasi Tartışmalar Derinleşiyor

Özdağ’ın açıklamaları, Türkiye siyasetinde özellikle etnik kimlik, anayasa değişiklikleri ve üniter devlet yapısı üzerinden yürüyen tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.

Komisyonun amaçları, kapsamı ve kamuoyuna açıklanma biçimi önümüzdeki günlerde daha da geniş bir siyasi ve toplumsal tartışmanın merkezine oturacağa benziyor.

yilmazparlar@yahoo.com

23 Temmuz 2025 Çarşamba

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. Yılı Kutlama-Yılmaz Parlar

  

20 Temmuz’un Ruhu, Bugünün Güvencesidir

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. Yılı Hidiv Kasrı’nda Tarihe Not Düşüldü

Kıbrıs Barış Harekatı sadece askeri bir zafer değil, bir milletin kaderini değiştiren şanlı bir direnişin adıdır.

51 yıl önce atılan bu adım, bugün sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm Türk milletinin onuruyla dimdik ayakta durduğunun sembolüdür.”

Hidiv Kasrı’nda Tarih Canlandı

22 Temmuz 2025 Salı günü, İstanbul’un en gözde tarihi mekânlarından Hidiv Kasrı20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yılına yakışır şekilde anlamlı bir resepsiyona ev sahipliği yaptı.

Etkinlik, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi tarafından, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu himayelerinde düzenlendi. Katılım üst düzeydi:

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tata, İstanbul Valisi Davut Gül, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, Kolordu Komutanı ve yüksek rütbeli subaylar, Gaziler, Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği (TKKTTO) Başkanı Uğur Özgöker, DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Vekili Halil Sert, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Zehra Bilge Eray, Büyükelçi Şakir Alemdar, KKTC Başkonsolos ve Konsolosu, Eski KKTC İstanbul Konsolosluğu eski ekonomi ataşe Cahit kayıarslan , İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Seyfullah Türksoy, Mavi Vatan'ın geliştiricisi, Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezinin kurucusu Cihat Yaycı başta olmak üzere bürokratlar, iş dünyası temsilcileri, Sivil toplumun ve diplomasinin seçkin isimleri elit davetliler katıldı.

Zehra Bilge Eray: “O bayrak yere düşmeyecek”

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şube Başkanı Zehra Bilge Eray, açılış konuşmasında hem duygusal hem de kararlı bir duruş sergiledi:

“Kıbrıs Türkü, özgürlük uğruna her türlü bedeli ödemeye hazırdır. Mücahitlerimiz, Mehmetçiklerimiz ve aziz şehitlerimizin kanlarıyla dalgalanan bayrağımız asla yere düşmeyecek!”

Vali Davut Gül: “Kıbrıs Türküyle sonsuza kadar beraberiz”

İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkının her zaman yanında olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:



“Bugün Gazze’de yaşananların benzerini 60 yıl önce Kıbrıs’ta yaşadık. O gün Mehmetçik Kıbrıs’a nasıl omuz verdiyse, bugün de Türkiye dimdik arkasındadır.”

Ersin Tatar: “Kıbrıs Türkü yalnız değildir, asla da olmayacaktır”

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı kapsamlı konuşmada hem geçmişe hem geleceğe ışık tuttu. Öne çıkan ifadeleri şöyle:

“Kıbrıs Barış Harekatı, bir milletin topyekûn imhaya karşı direnişinin adıdır. Biz toprağımızda barış için, özgürlük için, Türk kimliğimizle yaşamak için direndik. Mehmetçik geldi, destan yazdı. Ve bugün, Mavi Vatan’ın kalbinde egemen bir Türk devleti olarak Kuzey Kıbrıs dimdik ayakta!”

Tatar, Türkiye’nin sağladığı yatırımlar, su ve enerji projeleri, altyapı hamleleri ve tanıtım faaliyetleri sayesinde KKTC’nin her geçen gün güçlendiğini vurguladı:

“Bizi federasyon masallarına mahkûm etmek isteyenlere buradan, İstanbul’dan sesleniyorum: Bu millet o gün direndi, bugün de yolundan sapmayacak!”

Hidiv Kasrı’nın Tarihi Önemi

Etkinliğe ev sahipliği yapan Hidiv Kasrı, sadece mimari güzelliğiyle değil, tarihi ruhuyla da dikkat çekti.

1907 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve Mısır’ın son Hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından yaptırılan bu kasır, Boğaz’ın incisi olarak bilinir.

Osmanlı’nın Mısır üzerindeki etkisini yansıtan yapı, İstanbul’un en zarif ve anlam yüklü köşklerinden biridir.

Barışın, özgürlüğün ve egemenliğin konuşulduğu böyle bir günde, böylesi bir mekânda toplanmak, adeta tarihle bugünü birleştiren sembolik bir mesaj oldu.

 “20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a çıkan Mehmetçik, sadece bir toprak parçasını değil, bir halkın geleceğini kurtardı. Bugün Hidiv Kasrı’nda verilen mesaj şuydu: Ne geçmişimizi unuturuz, ne geleceğimizi başkalarına bırakırız. Egemenlik bizimdir, Kıbrıs Türkü yalnız değildir!”

yilmazparlar@yahoo.com

18 Haziran 2025 Çarşamba

Zafer Parti Başkanı Ümit Özdağ, BERAAT-Yılmaz Parlar

 Zafer Parti Başkanı Ümit Özdağ BERAAT…

149 Günlük Hukuksuzluk Bitti,

Ümit Özdağ’a BERAAT!

Silivri’den Türkiye’ye Adalet Mesajı, Özdağ Suçsuz!

Yargı Direndi, Hakikat Kazandı, Demokrasi Silivri'den Yükseldi

Türkiye Kazandı, Hukuk Kazandı, Demokrasi Kazanacak

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, 17 Haziran 2025 tarihinde yargılandığı davada yaptığı çarpıcı savunma sonrası beraat etti.

Bu karar, yalnızca bir bireyin değil, bir ülkenin adalet duygusunun yeniden inşası açısından tarihî bir dönüm noktası olarak kayda geçti.

Silivri Cezaevi’nde yaklaşık 149 gün süren tutukluluğun ardından, hukuk adına verilen bu karar, adaletin hâlâ mümkün olduğunu gösterdi.

Özdağ’ın “hukuk cinayeti” olarak nitelediği iddianameye karşı yaptığı savunma, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve siyasi baskılara direnişin güçlü bir manifestosu niteliğindeydi.

Duruşma Günü

 Türk Milletinden Büyük Destek

Duruşma günü Silivri Adliyesi önünde adeta bir birlik ruhu hâkimdi. Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali ŞehirlioğluGenel Merkez Yöneticileriİstanbul İl Başkanı Hakan Akşitİl Başkan Yardımcısı Elvan Ersoy, çok sayıda il ve ilçe başkanı ile birlikte çeşitli partilerden liderler ve partililer, Özdağ’a destek vermek için salondaydı.

Türk milletinin farklı kesimlerinden yükselen bu dayanışma, davanın yalnızca bireysel değil, ulusal bir mesele olarak görüldüğünü ortaya koydu.

Zafer Otağı’na Vefa Ziyareti

Kararın ardından Ümit Özdağ, kar kış demeden cezaevi önünde kurulan “Zafer Otağı”nda nöbet tutan partililere vefa ziyaretinde bulundu. Çaylar içildi, teşekkürler edildi, duygular paylaşıldı.

Bu buluşma, yalnızca bir siyasi liderin halkıyla olan bağını değil, bir inancın, sabrın ve mücadelenin ortak zaferini simgeledi.

Savunmadan Satır Başları

 Adalet, Cesaret ve Gerçekler

Savunmasının başlangıcında, Özdağ, iddianamede delil olarak sunulan imzasız, mühürsüz ve isimsiz belgeleri sert şekilde eleştirdi. “Benim adım bile geçmeyen bir belgeyle yargılanıyorum” diyerek hukuki temelsizliğe dikkat çekti.

AKP ya da MHP üyelerinin suçları nedeniyle Erdoğan veya Bahçeli yargılanıyor mu?” sorusu ise salonda derin yankı uyandırdı.

“Suçsuzluğumu biliyorlar ama baskı var”

Savcılığın Kayseri’deki olayları, kendi paylaşımlarıyla ilişkilendirme çabasına karşı çıkan Özdağ, Kayseri Emniyeti’nin resmi raporlarında ne kendi hesabının ne de partinin resmi hesaplarının yer almadığını belgeledi.

“Hâkim Bey, Korkmayın”

Savunmasının sonunda Özdağ, hakimlere tarihi bir çağrı yaptı:

“Adalet için cesaret gerekir. Allah’tan başka kimseden korkmayın. Beraat kararı verin, çünkü bu yalnızca benim değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti kimliğinin sınavıdır.”

Ve karar geldi: BERAAT

BERAAT…

Bu Sadece Bir Mahkeme Kararı Değildir

Bu beraat kararı, yalnızca Ümit Özdağ için değil, ifade özgürlüğü, hukuk devleti ilkeleri ve demokrasi için mücadele eden herkes için bir umut ışığı oldu.

Türkiye, bir kez daha gösterdi ki; karanlık ne kadar derinleşirse derinleşsin, adalet ışığı er ya da geç parlayacaktır.

Dış basında da geniş yankı uyandırması beklenen bu beraat kararı, Türkiye’nin demokratik kazanımları açısından önemli bir örnek teşkil edecek.

yilmazparlar@yahoo.com

7 Haziran 2025 Cumartesi

Medyum Koray Aksoy’dan Siyasi Öngörü

  

Türkiye’de Yeni Bir Dönemin Eşiğindeyiz

Bayram tebriği vesilesiyle görüşmemizde, Çınarcık’ta ikamet eden tanınmış medyum Koray Aksoy, Türkiye’nin siyasi geleceğine dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Gözlemleri ve sezgileriyle yıllardır kamuoyunun ilgisini çeken Aksoy, içinde bulunduğumuz süreci “Türkiye’nin demokratik dönüşümüne kapı aralayan bir eşik” olarak tanımladı.

Aksoy, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, kamuoyunda sıkça dile getirildiği üzere 11 Haziran tarihinde özgürlüğüne kavuşmasının beklendiğini, ancak bu sürecin temmuz ortasına doğru net gerçekleşeceğini öngördü.

Ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da hukuki sürecinin olumlu bir yönde ilerleyeceğini, onun da yakın dönemde özgürlükle buluşacağını dile getirdi.

Bu gelişmelerin yalnızca bireysel değil, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından da simgesel anlamlar taşıdığına dikkat çeken Aksoy, "Bu iki siyasi figür, Türkiye'nin demokratik prestijini uluslararası düzeyde artıracak, toplumsal barış ve katılımcı yönetim anlayışını yeniden inşa edecek öncülerdir" ifadelerini kullandı.

Medyum Aksoy, erken seçime dair güçlü sinyaller aldığını da sözlerine ekleyerek, Türkiye’de siyasi dengenin değişmeye başladığına işaret etti.

Ancak bu değişimin radikal değil, halk iradesine saygılı, anayasal sınırlar içinde gelişen bir yeniden yapılanma süreci olarak yorumlanması gerektiğini vurguladı.

Aksoy, "Zafer Partisi’nin ve Ekrem İmamoğlu'nun temsil ettiği çizgi, toplumda karşılık bulmaya devam ediyor. Fakat bu yalnızca oy oranlarıyla değil, halkın adalet, liyakat ve özgürlük taleplerine verdikleri yanıtlarla da ilgilidir. Türkiye bu süreçten kazançlı çıkacaktır" diyerek, bu liderlerin yükselişini demokrasinin ve hukukun bir zaferi olarak değerlendirdi.

Uluslararası kamuoyunun da bu süreci yakından izlediğini söyleyen Aksoy, Türkiye’nin demokratik kültürüne olan güvenin artacağını ve bu güvenin, dış ilişkilerden yatırımlara kadar birçok alanda pozitif yansımaları olacağını belirtti.

“Türkiye, farklı seslerin özgürce ifade edilebildiği bir ülke olarak yalnızca bölgesinde değil, dünyada da demokratik duruşuyla örnek bir konuma ulaşacaktır” sözleriyle konuşmasını tamamlayan Aksoy, bayramın hoşgörü ve birlik mesajlarını da unutmadı: “Umarım bu bayram, herkes için adaletin, barışın ve huzurun yeniden filizlendiği bir başlangıç olur.”

yilmazparlar@yahoo.com

24 Mayıs 2025 Cumartesi

Yılın Altın İnsanı İslamova'ya Altın Ziyaret-Yılmaz Parlar

  

Türk Dünyası'nın Altın Kadını Azade İslamova’ya Altın Ziyaret

 Özbekistan Başbakan Yardımcısı Züleyha Mahkamova’dan Türk Dünyasının “Altın İnsan” Ödüllü Azade İslamova’ya Anlamlı ziyaret ve Tebrik… Tarihi bir dayanışma örneği sergilendi.

Ailenin Kalbine Dokunan Ziyaret

Özbekistan Başbakan Yardımcısı, Aile ve Kadın İşlerinden Sorumlu Komite Başkanı Züleyha Mahkamova, 22-23 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen ve 27 ülkenin aile bakanlarını bir araya getiren “Uluslararası Aile Forumu”ndan özel bir zaman ayırarak, Türk Dünyası adına yılın Altın İnsan Ödülüne layık görülen Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği Başkanı Azade İslamova’yı ziyaret etti.

23 Mayıs 2025 Cuma günü gerçekleşen bu anlamlı buluşmada, Mahkamova ve İslamova ödüle birlikte dokunarak gururu paylaştı.

Bakanın alçakgönüllü ziyareti, sıradan bir protokol görüşmesinin ötesinde, toplumun temel taşı olan "aile" ve "kadın emeği"ne dair samimi bir takdirin ifadesiydi. İki güçlü kadın lider, ödül tebrik ardından Özbekçe yaptıkları sohbette, Türkiye ile Özbekistan arasındaki kültürel ve sosyal bağları güçlendirecek projeleri masaya yatırdı.

Kadını, Aileyi, Toplumu Birleştiren Buluşma

Mahkamova’nın bu nazik ziyareti, sadece bir tebrik değil; aynı zamanda kadının toplumdaki yerini, ailenin kutsallığını ve iki kardeş ülke arasındaki manevi bağı yeniden güçlü şekilde ortaya koydu.

Ailenin en küçük yapı taşı olduğuna inanan Mahkamova’nın, alçakgönüllülükle gerçekleştirdiği bu ziyaret, kadın gücüne olan inancını ve aileyi koruma konusundaki kararlılığını gözler önüne serdi.

İki Gönül, Bir Hedef,

 Güçlü Aileler, Aydınlık Toplumlar

Görüşme konusunda Vizyon;

"Türkiye, bağımsızlığımızda ilk tanıyan ülke oldu; kardeşlik bağlarımız tarihle sınanmıştır."

"Aile medeniyetini yüceltmek için 10 yıllık projeleri birlikte hayata geçirmeliyiz."

"Türk aileleriyle evlenen Özbek kızlarımıza destek olmak, ortak hedefimizdir."

Mahkamova’nın "Devlet desteği tam olacak" mesajı ve "Cumhurbaşkanımızla değerlendireceğiz" sözleri, işbirliğinin ne denli stratejik olduğunu gösterdi.

Bu ziyaret, sıradan bir tebrik değil, Türk dünyasının kadın liderleri arasındaki köprülerin nasıl ilmek ilmek dokunduğunun kanıtı.

Ziyaret sırasında Özbekçe yapılan görüşmede Azade İslamova, duyduğu memnuniyeti şu sözlerle özetledi:

“Züleyha Mahkamova gibi değerli bir devlet büyüğümüzün derneğimize gelerek bu ödül sevincini paylaşması bizim için onurdur. Kendisiyle geçmişte çok verimli projelere imza attık. Bugün de bu iş birliğini daha ileri taşımak istiyoruz. Türkiye’deki 10 yıllık aile projesini yakından takip ediyoruz ve Özbekistan’da da aile medeniyetini ileriye taşımak için çalışıyoruz. Türkiye’nin bizi ilk tanıyan ülke olması, halklarımızın kardeşliği bizim için kıymetlidir. Bizim aramızda sadece siyaset değil, yüzyıllara dayanan bir kültür ve gönül bağı var.”

İslamova ayrıca Türkiye’de yaşayan Özbek kadınların da aile yapısına destek verici projelerde yer aldığını ve bu çalışmaları güçlendirmek için Mahkamova ile birlikte daha sıkı iş birliklerine hazır olduklarını belirtti.

Züleyha Mahkamova,

 “Siz Uzakta Değilsiniz, Kalbimizdesiniz”

Züleyha Mahkamova ise İslamova’ya ve derneğe duyduğu saygıyı ve desteği şu sözlerle ifade etti:

“Bugün burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu ödül sadece Azade Hanım’ın değil, Türk Dünyası kadınının onurudur. Aile, bizim devlet ve millet olarak temel taşımızdır. Türkiye’nin aile politikalarına verdiği değeri takdirle izliyoruz. Sizler gibi sivil toplum öncülerinin çalışmaları, bizim devlet politikalarımıza güç veriyor. Her zaman yanınızdayız.”

Gönüllerin Devlet Ziyareti

Bu ziyaret, sıradan bir protokol buluşması değil; aksine gönüller arası bir bağ, kadın gücünün ve aile değerlerinin taçlandırıldığı bir anıydı.
Kadını sadece ailenin değil, aynı zamanda toplumun taşıyıcı kolonu olarak gören bu iki kıymetli kadın liderin yan yana gelişi, Türk ve Özbek halklarına “birlikte daha güçlüyüz” mesajı verdi.

Bir gazeteci olarak bu ziyarete tanıklık etmek, kelimelerle anlatılması güç bir onurdu. Siyasetin ötesine geçen, kadının emeğini, ailenin ruhunu ve kültürel kardeşliği kucaklayan bu an; bana mesleğin ne kadar duygularla örülü bir misyon olduğunu yeniden hatırlattı.

Mahkamova'nın samimiyeti, İslamova'nın azmi... Bu iki öncü kadın, yalnızca bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Bazen bir haber sadece okunmaz; hissedilir, yaşanır ve hafızaya kazınır. İşte bu ziyaret de onlardan biriydi.

Okuyan herkes şunu anlamalı; Aile, sınır tanımaz; kadınların omuz verdiği medeniyet projeleri, Türk dünyasının geleceğini inşa ediyor. Bu buluşma, "biz birlikteysek, başarı da kalıcıdır" diyenlerin manifestosu oldu.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Mayıs 2025 Cuma

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nden Tarihi Bir Oturum-Yılmaz Parlar

  

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nden Tarihi Bir Oturum

 "Diyalogla Barışa" Cumhurbaşkanları Paneli Dünya Barışı İçin Umut Işığı Oldu.

28.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin en dikkat çeken, en saygın ve tarihî oturumu hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanları Paneli oldu. Bu özel panel, hem içerdiği fikir zenginliğiyle hem de katılımcıların dünya barışına olan katkılarıyla adeta uluslararası diplomasinin nabzını tuttu.

Oturumun moderatörlüğünü ise, yıllardır barış ve diyalog için sayısız platform kuran, Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver üstlendi. Bu kıymetli oturumda, dünya tarihine yön vermiş 11 eski cumhurbaşkanı barışın dilini bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirdi.

"Dialogue of Global Leaders – Peaceful Solutions, Restoring Peace"

"Küresel Liderler Diyaloğu – Barışçıl Çözümler, Barışı Yeniden Tesis Etmek"

 


başlığıyla gerçekleştirilen panelin konuşmacıları arasında Türkiye 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Romanya Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov, Hırvatistan Cumhurbaşkanları Ivo Josipovic ve Stjepan Mesic, Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Dukanovic, Tunus Cumhurbaşkanı Moncef Marzouki, Moldova Cumhurbaşkanı Petru Lucinschi ve Çekya Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus yer aldı.



Abdullah Gül’den Çarpıcı Mesajlar,

"Savaş Öncesini Anlayabilmek, Barışın Anahtarıdır"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşması, oturumun adeta ortak vicdanı oldu. Gül, konuşmasında barışın maliyetinin hiçbir zaman savaşın getireceği yıkımlarla kıyaslanamayacağını vurgularken, insanlığın empati kurmadan savaşı önleyemeyeceğini dile getirdi. Şu çarpıcı sözleri, salondaki her dinleyicide derin izler bıraktı:



“Savaşlar başlamadan önce önlem almak; insanlık, vicdan ve medeniyet borcumuzdur. Aksi takdirde savaş, kolay bir çözüm gibi sunulur ve sonuç, nesiller boyu sürecek acılar olur.”

Gül ayrıca, savaş suçlarının cezasız kalmaması gerektiğini ve uluslararası adalet mekanizmalarının güçlendirilmesinin insanlığa olan saygının gereği olduğunu belirtti. Kültürün, liderliğin ve empati kurmanın, barışın temel direkleri olduğunu savundu.



Akkan Suver’den Zirveye Veda,

 “Gençlere Güveniyorum, Gelecek Ellerinde”

Oturumun sonunda duygusal bir kapanış konuşması yapan Marmara Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, yıllardır yürüttüğü barış mücadelesinin artık genç nesiller tarafından devralınacağına olan inancını paylaştı.



“Yirmi sekiz yıl önce çıktığımız bu yolda, barışa inanmış dostlarımızla birlikte yürüdük. Bugün bu emaneti, pırıl pırıl genç kardeşlerime güvenle teslim ediyorum. Geleceğin dünyasında savaş değil, barış konuşulsun istiyoruz.”



Suver, geçmişteki zirvelerde ödüller verilen önemli isimleri anarken, Türk dünyasının gururu Nobel Ödüllü Aziz Sancar’a verilen onur ödülünün bizzat Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından önerildiğini de paylaştı.



28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde barış, sadece konuşulmadı; hissedildi, hatırlandı ve umutla geleceğe taşındı. Cumhurbaşkanları Paneli, dünyaya barışın hâlâ mümkün olduğunu bir kez daha hatırlattı. Dr. Akkan Suver ve Marmara Vakfı, bu büyük organizasyonla sadece bölgesel değil, küresel anlamda diplomasi tarihine altın harflerle yazılacak bir sayfa açtı. Her yönüyle kusursuz, vizyoner ve ilham verici bir zirveye tanıklık ettik. Bu sadece bir oturum değil; insanlığın ortak vicdanıydı.

Zirve aile foto çekimiyle son buldu.

 

yilmazparlar@yahoo.com

 

Dolmabahçe Yağmursuyu Tüneli Töreni-Yılmaz Parlar

    İstanbul’un Dirençli Geleceği İçin Büyük Adım İstanbul’un yıllardır kronik hale gelen sel ve taşkın sorunlarının çözümü için hayata geçi...